Erasmus Hibesi Kesilir mi? Psikolojik Bir Bakış
Bir Psikoloğun Meraklı Girişi
Bir psikolog olarak merak ettiğim şey yalnızca davranışlarımız değil, bu davranışların arkasındaki kaygı, belirsizlik ve kontrol ihtiyacı gibi görünmeyen süreçlerdir. “ E r a s m u s hibesi kesilir mi? ” sorusu ilk bakışta maddi bir endişe gibi görünür. Fakat derine indiğimizde, bu sorunun bireyin güvenlik ihtiyacını, geleceğe dair beklentilerini ve sosyal statüsünü nasıl etkilediğini fark ederiz. Çünkü insan, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda psikolojik bir varlıktır. Bu nedenle bir hibenin kesilmesi olasılığı, para kaybından çok daha fazlasını temsil eder: belirsizliğin, değersizlik hissinin ve kontrol kaybının sembolüdür.
Bilişsel Psikoloji Perspektifi: Belirsizlikle Baş Etme
Bilişsel psikoloji açısından, Erasmus hibesiyle ilgili kaygı; “kontrol edilemeyen durumlar” karşısında zihnimizin verdiği doğal bir tepkidir. İnsan beyni, belirsizlikten hoşlanmaz. Erasmus programına seçilen bir öğrenci, tüm planlarını bu desteğe göre yapar: konaklama, seyahat, yaşam masrafları… Ancak “hibe kesilir mi?” sorusu zihinde bir belirsizlik boşluğu yaratır.
Bu durumda birey, olumsuz senaryo üretimi dediğimiz bilişsel bir hataya düşer. Yani, gelecekte gerçekleşme olasılığı düşük olan kötü bir olayı, zihninde sürekli tekrar eder. Bu, “ya param yatmazsa?”, “ya yarı yolda kalırsam?” gibi düşüncelerle kendini gösterir. Sonuçta kişi, gerçekte olmayan bir tehdide karşı stres tepkisi üretir. Bilişsel davranışçı terapi bu döngüyü “düşünce-duygu-davranış zinciri” olarak tanımlar: olumsuz düşünce, olumsuz duygu ve kaçınma davranışıyla sonuçlanır.
Duygusal Psikoloji: Güvence İhtiyacı ve Kaygının Dinamiği
Erasmus hibesi, öğrencinin yurt dışındaki deneyiminin en temel dayanağıdır. Bu destek, sadece bir “ödeme” değil, aynı zamanda bir güvence duygusudur. Hibe kesilme olasılığı gündeme geldiğinde, bireyde temel bir duygusal sarsıntı yaşanır.
Bu durum, kaygı bozuklukları literatüründe sıkça görülen bir tabloya benzer. Kaygı, geleceğe dair olumsuz beklentilerin yarattığı duygusal bir gerilimdir. Erasmus hibesiyle ilgili endişe de aynı yapıya sahiptir: kişi, “ya olmazsa?” düşüncesine duygusal olarak takılır. Bu duygu hali, akademik performansı, sosyal ilişkileri ve hatta uyku düzenini bile etkileyebilir.
Birçok öğrenci bu noktada içsel bir çatışma yaşar: “Kendimi geliştirmek için yola çıktım ama şimdi elimden bir şey alınacak gibi hissediyorum.” İşte bu duygu, belirsizlik karşısında insanın kırılgan yönünü ortaya çıkarır. Çünkü psikolojik olarak, kaybetme korkusu kazanma umudundan daha baskındır.
Güvencenin Psikolojik Gücü
İnsan beyni, güvende olduğunu hissettiğinde üretkenleşir. Hibe ödemelerinin düzenli olması, bireyin yalnızca ekonomik değil, psikolojik dengesini de korur. Bu durum, Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi içinde “güvenlik” basamağıyla doğrudan ilişkilidir. Eğer bu basamak zedelenirse, üst düzey ihtiyaçlar (kendini gerçekleştirme, öğrenme, keşfetme) sekteye uğrar. Yani hibe kesintisi, sadece cebimizi değil, motivasyonumuzu da etkiler.
Sosyal Psikoloji: Topluluk ve Aidiyet Hissi
Erasmus deneyimi, yalnızca bireysel bir eğitim serüveni değildir. Aynı zamanda yeni bir kültüre, topluma ve arkadaş çevresine uyum sürecidir. Sosyal psikoloji bu durumu “aidiyet ihtiyacı” kavramıyla açıklar. İnsan, bir grubun parçası olduğunu hissettiğinde kendini değerli hisseder.
Ancak hibe kesilmesi ihtimali, bu sosyal yapının bütünlüğünü tehdit eder. Bir öğrenci, “diğerleri gezerken ben bütçemi kısıtlamak zorundayım” diye düşünürse, bu durum sosyal karşılaştırma mekanizmasını devreye sokar. Sosyal karşılaştırma teorisine göre, birey kendini çevresindekilerle kıyasladığında ya aşağılık duygusu ya da üstünlük hissi geliştirir. Hibe belirsizliği bu kıyaslamayı olumsuz yönde tetikler ve öğrencide dışlanmışlık hissi oluşturabilir.
Bu süreçte önemli olan, bireyin sosyal destek sistemini koruyabilmesidir. Çünkü araştırmalar, güçlü arkadaşlık bağlarının stresle baş etmede en etkili araç olduğunu göstermektedir.
İçsel Deneyim ve Psikolojik Dayanıklılık
Erasmus hibesiyle ilgili endişe, bireyi kendi psikolojik dayanıklılığını test etmeye iter. Dayanıklılık, zorlayıcı koşullara rağmen uyum sağlayabilme kapasitesidir. Hibenin kesilip kesilmeyeceği belirsizliği, öğrencinin “baş etme becerilerini” güçlendirebilir. Bu noktada kişi, duygusal farkındalığını artırarak belirsizliğe tahammül etmeyi öğrenir.
Mindfulness (bilinçli farkındalık) teknikleri, bu süreçte oldukça etkilidir. Zihni geçmiş ya da geleceğe değil, ana odaklamak; belirsizliğin yarattığı gerginliği azaltır. Böylece birey, dışsal faktörler değişse bile içsel dengesini koruyabilir.
Sonuç: Hibe Kesintisinden Fazlası
Erasmus hibesi kesilir mi? Belki. Ancak asıl mesele, bu olasılıkla nasıl başa çıktığımızdır. Psikolojik açıdan önemli olan, kontrol edemediklerimiz karşısında esnek, farkında ve dengeli kalabilmektir. Hibenin varlığı veya yokluğu, bireyin kendine güvenini, uyum becerisini ve hayata bakışını yeniden şekillendirebilir.
Sonuçta Erasmus, yalnızca bir eğitim programı değil, bireyin içsel yolculuğudur. Ve bu yolculukta gerçek hibe, belki de maddi değil, psikolojik bir güçtür: belirsizlik karşısında bile kendi ışığını koruyabilme becerisi.